عربيEnglish

The Noble Qur'an Encyclopedia

Towards providing reliable exegeses and translations of the meanings of the Noble Qur'an in the world languages

Mary [Maryam] - Turkish translation - Rowwad Tanslation Center

Surah Mary [Maryam] Ayah 98 Location Maccah Number 19

Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.

Bu, Rabbinin Zekeriya kuluna olan merhametinin zikredilmesidir.

O, şöyle demişti: "Rabbim! Şüphesiz kemiklerim zayıflayıp gevşedi ve ağarmış saçıyla başım yaşlılık aleviyle tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiç bir zaman bedbaht olmadım."

"Bana da Yakupoğulları'na mirasçı olsun. Rabbim onu razı olacağın bir kimse kıl."

(Melek) Dedi ki: “Öyle. (Ama) Rabbin buyurdu ki: Bu, benim için pek kolaydır. Çünkü sen daha önce bir şey değilken seni yarattım.”

Zekeriyya: “Rabbim, öyleyse bana (çocuğumun olacağına) bir işaret ver.” dedi. Allah da: “Senin işaretin, sapasağlam olduğun halde insanlarla (üç gün) üç gece konuşamamandır.” dedi.

Katımızdan bir merhamet ve arınmışlık vermiştik. O takva sahibiydi.

Ana babasına karşı itaatkârdı. Büyüklük taslayan ve isyankâr bir kimse değildi.

Sonra onlarla kendi arasında bir perde germişti. Derken biz ona ruhumuzu (Cebrail’i) gönderdik. Ona tam bir insan suretinde göründü.

Meryem: “Senden Rahman’a sığınırım, eğer takvâ sahibi bir kimse isen” dedi.

Cebrail: “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim.” dedi.

Meryem: “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım hâlde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.

Cebrail: “Evet, öyle! Rabbin diyor ki: O benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu, zaten (ezelde) hükme bağlanmış bir iştir.” dedi.

Böylelikle ona gebe kaldı da böylece onunla ıssız bir yere çekildi.

Bunun üzerine (İsa) Onun (Meryem'in) altından şöyle seslendi: “Üzülme, Rabbin senin alt tarafından bir su arkı kılmıştır.”

Bunun üzerine (çocuğu) işaret etti. "Onlar da biz, beşikteki bir çocukla nasıl konuşabiliriz?" dediler.

Dedi ki: "Muhakkak ben Allah’ın kuluyum. Bana o kitabı vermiş ve beni nebî kılmıştır."

Şüphesiz Allah, benim de sizin de Rabbinizdir. Öyleyse (sadece) O’na ibadet edin. Dosdoğru yol budur.

Bize gelecekleri gün, ne kadar iyi işitecek, ne kadar da iyi görecekler! Ama bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.

Onları işin hükme bağlanacağı hasret günüyle uyar! Onlar (dünyada bu hususta) gaflet içindedirler ve onlar iman etmezler.

"Ey İbrahim! Benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer bundan vazgeçmezsen seni elbette taşlarım. Uzun bir müddet benden uzak dur." dedi.

İbrahim: "Selam olsun sana!" dedi. "Senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Zira o bana çok merhamet edip lütfeder."

“Ben sizi de, sizin Allah’tan başka taptıklarınızı da terk ediyorum. Yalnız Rabbime dua ediyorum. Rabbime dua etmekle bedbaht olmayacağımı ümit ederim.''

Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik).

Ona, Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve kendisi ile konuşmak için kendimize yaklaştırdık.

O; göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. O halde sadece O’na ibadet et ve ibadet etmede sabırlı, sebatkâr ol. O’nun hiç adaşının/benzerinin olduğunu biliyor musun?

Rabbine andolsun ki, onları ve Şeytanları bir araya toplayacağız ve sonra onları diz üstü çökmüş vaziyette Cehennem'in çevresinde hazır bulunduracağız.

Sizden ona uğramayacak kimse yoktur. Bu Rabbinin yapmayı üzerine aldığı kesin bir hükmüdür.

Sonra, takva sahiplerini kurtaracağız, zalimleri de orada dizüstü çökmüş olarak bırakacağız.

Biz onlardan önce mal, mülk ve görünüm bakımından daha güzel olan nice nesilleri helâk ettik.

Allah hidayete erenlerin hidayetini arttırır. Kalıcı olan salih ameller ise sevap bakımından da Rabbin yanında hayırlıdır, âkıbetçe de daha hayırlıdır.

(Rasûlüm) Ayetlerimizi inkâr eden ve muhakkak; “Bana elbette mal ve evlat verilecek!” diyen kimseyi gördün mü?

Onun söylemekte olduğuna (mal ve çocuklarına) biz mirasçı olacağız. O tek başına bize gelecek.

Hayır! O ilahlar, onların kendilerine yaptığı ibadeti inkâr edecekler ve onlara karşı olacaklardır.

Bilmez misin ki biz şeytanları kâfirler üzerine salarız da onları alabildiğine (isyana) kışkırtırlar.

Andolsun ki siz, pek çirkin bir şey söylediniz.

O, onların hepsini (ilmi ile kuşatmış) ve onları bir bir saymıştır.