عربيEnglish

The Noble Qur'an Encyclopedia

Towards providing reliable exegeses and translations of the meanings of the Noble Qur'an in the world languages

The Pen [Al-Qalam] - Turkish translation - Rowwad Tanslation Center

Surah The Pen [Al-Qalam] Ayah 52 Location Maccah Number 68

Şüphesiz sen, çok büyük bir ahlâk üzeresin.

Sen de göreceksin, onlar da görecekler.

Onlar ister ki, sen müsamaha gösterip, yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.

Sakın itaat etme çokça yemin eden, aşağılık ve değersiz her kişiye.

Arkadan çekiştirip, laf götürüp getirene.

Yakında biz onun burnu üzerine damga vuracağız.

Gerçek şu ki biz o bahçe sahiplerini sınadığımız gibi bunları da sınadık: Hani sabah vaktinde onu mutlaka devşireceklerine yemin etmişlerdi.

(İnşaallah diyerek, yeminlerinde) istisna da yapmıyorlardı.

Kendi aralarında fısıldaşarak yola koyuldular.

(Yoksulları) alıkoymaya güçleri yetiyormuş gibi erkenden gittiler.

Fakat bahçeyi o halde gördüklerinde; “Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!” dediler.

Onların en mu'tedil/insaflı olanı: "Ben size, keşke Allah’ı tesbih etseydiniz dememiş miydim?" dedi.

Onlar; “Rabbimizi tesbih ederiz. Şüphesiz biz, zalim kimseler imişiz.” dediler.

Şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!”

Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında Naîm Cennetleri vardır.

Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?

Yoksa sizin bir kitabınız var da ondan mı okuyorsunuz?

Onda, “Beğendiğiniz her şey sizindir” (diye mi yazılı?)

Yoksa; “Neye hükmederseniz o yerine getirilir.” diye kıyamete kadar geçerli olacak, size verilmiş yeminler/sözler mi var?

Sor onlara; hangileri bunun savunuculuğunu yapacak?

Baldırın açılacağı o günde onlar secde etmeye davet edilecekler. Fakat buna güç yetiremezler.

Artık beni ve bu sözü yalanlayanları baş başa bırak. Biz onları bilmeyecekleri bir yerden derece derece azaba yaklaştıracağız.

Onlara mühlet veriyorum. Çünkü benim tuzağım çok sağlamdır.

Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar bu yüzden ağır bir borç yükü altına mı girmişlerdir?