عربيEnglish

The Noble Qur'an Encyclopedia

Towards providing reliable exegeses and translations of the meanings of the Noble Qur'an in the world languages

Stoneland, Rock city, Al-Hijr valley [Al-Hijr] - Turkish translation - Shaaban Britsh

Surah Stoneland, Rock city, Al-Hijr valley [Al-Hijr] Ayah 99 Location Maccah Number 15

Elif, Lâm, Râ! Bunlar kitabın ve apaçık bir Kur'an'ın ayetleridir.

İşte böylece biz onu, (yalanlamayı) suçluların (Mekke müşriklerinin) kalplerine sokarız.

Öncekilerin başına gelenler (onlara da gelecektir.) Onlar hala bu (peygambere) iman etmiyorlar.

Ancak kulak hırsızlığı eden müstesna. Onun da ardına açık (yakıcı) bir alev düşer.

Orda sizler için ve kendisine rızık vermekten sorumlu olmadığınız canlılar için geçimlikler kıldık.

Rüzgârları da (bulutlara yağmur )aşılayıcılar olarak gönderdik. Sonra gökten (buluttan) su indirdik de onunla sizleri suladık ve onu toplayıp depolayan da siz değilsiniz.

Şüphesiz biz, hem hayat veririz hem de öldürürüz. Varisler olanlar da bizleriz.

Kesinlikle, Rabbin onları bir araya toplayacaktır. Çünkü O, hakimdir, alimdir.

İnsanı kuru bir çamurdan, kara ve (rengi, kokusu değişmiş) bir balçıktan yarattık.

Rabbin, meleklere şöyle demişti: "Ben, kuru bir çamurdan, kara ve (rengi, kokusu değişmiş) balçıktan bir beşer yaratacağım."

"Ben, kuru bir çamurdan, kara ve (rengi, kokusu değişmiş) bir balçıktan yarattığın bir beşere secde edecek değilim" dedi.

(İblis) dedi ki: Rabbim, beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde (günahları) onlara (günahları) süslü göstereceğim ve saptıracağım hepsini!

(Allah Teala) Bu benim gösterdiğim dosdoğru yoldur, dedi.

Biz, onların kalplerindeki tüm kini söküp attık. Onlar, kardeşler olarak karşılıklı koltuklarda otururlar.

Kullarıma benim, çok mağfiret edici, çok merhametli olduğumu haber ver.

Onun yanına girdikleri zaman: "Selam!" demişlerdi. O da: “Biz, sizden korkuyoruz” demişti.

Bana ihtiyarlık gelmiş olduğu halde mi müjde veriyorsunuz? Beni ne ile müjdelemektesiniz?” dedi

(Fakat Lût'un) karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik.

Sana hak olanı getirdik, şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.

"Biz sana insanları misafir etmeni yasaklamadık mı?" dediler.

(Ey Muhammed!) Hayatına and olsun ki onlar sarhoşlukları içerisinde bocalayıp duruyorlar.

Güneşin doğuşuyla birlikte onları bir çığlık yakaladı.

O (şehir, herkesin gelip geçtiği) bir yol üzerinde durmaktadır.

Sabahladıklarında onları da bir çığlık yakalayıverdi.

Elbette Rabbin, her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir.

Nitekim biz, (Kur'an'ı) kısımlara ayıranlara azabı indirmişizdir.

Onlar, Kur'ân'ı kısım kısım ayırdılar. (Bir kısmına sihir, bir kısmına yalan dediler)

92-93: Rabbine andolsun ki, onların hepsini yaptıklarından dolayı sorguya çekeceğiz.

92-93: Rabbine andolsun ki, onların hepsini yaptıklarından dolayı sorguya çekeceğiz.

Onların söyledikleri şeyler sebebiyle göğsünün daraldığını bilmekteyiz.