عربيEnglish

The Noble Qur'an Encyclopedia

Towards providing reliable exegeses and translations of the meanings of the Noble Qur'an in the world languages

The Standard [Al-Furqan] - Turkish translation - Shaaban Britsh

Surah The Standard [Al-Furqan] Ayah 77 Location Maccah Number 25

Kâfirler: Bu, onun uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir. Bu hususta bir topluluk da ona yardım etmiştir, dediler. Böylelikle onlar, hiç şüphesiz zulüm ve iftira etmişlerdir.

Onlar zaten (Kıyamet) saatini yalanlamışlardı. Kıyameti yalanlayanlar için alevli bir ateş hazırladık.

Elleri boyunlarına (zincirlerle) bağlı olarak dar bir yere atıldıkları zaman, orada yok olup, ölmek için (kendi aleyhlerine) dua ederler

Bugün bir kere yok olup ölmek için dua etmeyin. birçok kere yok olup ölmek için dua edin.

Onlar için orada ebedi kalmak üzere diledikleri her şey vardır. Bu, Rabbinin üzerine aldığı ve (müminlerce) talep edilen bir vaadtir.

İşte söyledikleriniz de sizi yalancı çıkardılar. Artık kendinizden azabı defetmeye de kendinize yardım etmeye de gücünüz yetmez. İçinizden zulmedenlere büyük bir azap tattıracağız!

Melekleri gördükleri gün, işte o gün günahkârlara müjde yoktur. Melekler onlara şöyle der: Sizin için yasak edilmiştir, yasak! diyeceklerdir.

Onların sana getirdikleri hiçbir misal yoktur ki, (onun karşılığında) sana hak olanı ve daha açığını getirmeyelim.

Bunlardan her birine örnekler göstermiş ve hepsini de baştan başa kırıp helak ettik.

Yoksa, onların çoğunun söz dinlediğini veya aklettiklerini mi sanıyorsun? Onlar ancak hayvanlar gibidirler. Hatta yol bakımından daha da şaşkındırlar.

Düşünsünler, öğüt alsınlar diye, onu aralarında evirip çevirdik. Yine de insanların çoğu nankörlükten vazgeçmez.

O halde sen, kâfirlere itaat etme ve onlara karşı Kur’an’la büyük bir cihatla mücadele et.

De ki: Ben, bunun için sizden bir ücret istemiyorum. Ancak, dileyen kimsenin Rabbine giden yol (da harcamak)/tutmak isteyen başka.

Öyleyse hiç ölmeyen, daima hay/diri olan (Allah'a) tevekkül et! Onu hamd ile tesbih et! Kullarının günahlarından O’nun haberdar olması yeter!

Onlara: Rahman'a secde edin denildiği zaman, “Rahman da neymiş? Biz senin bize emrettiğine mi secde edecekmişiz?" derler ve (bu,) onların (haktan) kaçıp, uzaklaşmalarını arttırıverir.

İşte onlar, sabretmelerine karşılık Cennet'in en yüksek makamı verilecek, orada esenlik ve selamla karşılanacaklardır.

Orada ebedi kalacaklar. Orası ne güzel bir yerleşme ve ikamet yeridir.

De ki: Sizin duanız olmasa, Rabbim size ne diye önem versin? Siz onu yalan saydınız, onun için sürekli azap sizinle beraber olacaktır.