عربيEnglish

The Noble Qur'an Encyclopedia

Towards providing reliable exegeses and translations of the meanings of the Noble Qur'an in the world languages

Ornaments of Gold [Az-Zukhruf] - Turkish translation - Shaaban Britsh

Surah Ornaments of Gold [Az-Zukhruf] Ayah 89 Location Maccah Number 43

Hâ Mîm.

O, katımızdaki ana kitaptadır/Levh-i Mahfuz'dadır. Yüce ve hikmet sahibidir.

Onlardan daha güçlü olanları da helak ettik. Öncekilere dair örnek(ler) daha önce geçmiştir.

Ama onlar, kullarından bir kısmını, O'nun bir cüzü (kızı) kıldılar. İnsan gerçekten apaçık bir nankördür.

Yoksa O, yarattıklarından kızları kendi aldı da, oğulları size mi ayırdı (Öyle mi)?

Oysa onlardan biri, Rahman’a isnat ettiği (bir kız çocuğu) ile müjdelendiği zaman, içi kahır dolu olarak yüzü simsiyah kesilir.

Onlar ziynet içinde büyütülen ve tartışmada açıklayıcı (deliller ortaya koyamayan) olamayanı mı (Rahman'a isnat ediyorlar)?

Bunu, ardından geleceklere devamlı kalıcı bir söz olarak bıraktı ki, insanlar (tevhid dinine) dönsünler.

Evet, onları ve atalarını kendilerine hak/Kur'an ve (her şeyi) apaçık (açıklayan) bir rasûl gelinceye kadar nimetlendirdim.

Kim Rahman'ın zikrinden yüz çevirirse, ona bir Şeytan sararız da o Şeytan artık onun yakın dostu olur.

Şüphesiz bu Şeytanlar onları doğru yoldan alıkoyarlar da onlar, kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.

O gün bu (pişmanlık) size bir fayda sağlamayacaktır. Çünkü siz zalimlik ettiniz. Azapta da artık ortaksınız

Şimdi, sağıra sen mi işittireceksin veya kör olan ve apaçık sapıklıkta bulunan kimseye sen mi hidayete ileteceksin?

Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir şereftir, ondan sorguya çekileceksiniz.

Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et. Çünkü biz artık hidayeti kabul edeceğiz.

Firavun, halkını küçümsemiş, onlar da kendisine boyun eğdiler. Gerçekten onlar fasık/yoldan çıkmış bir toplum idi.

Böylece onları sonradan geleceklere (ibret olarak) selef ve örnek kıldık.

Bizim ilahlarımız mı daha iyidir; yoksa o mu? dediler. Bunu sana sadece tartışmak için söylüyorlar. Zaten onlar kavgacı bir toplumdur.

Şüphesiz o (İsa), Kıyamet için bir ilimdir/delildir. O halde, Kıyamet'ten yana bir şüpheniz olmasın. Bana uyun. Dosdoğru yol budur.

İsa apaçık delillerle geldiği zaman şöyle demişti: Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Allah’tan sakının ve bana itaat edin.

Allah, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz O’dur. Öyleyse (yalnızca) O’na ibadet edin. Dosdoğru yol budur.

Fırkalar/gruplar, aralarında (İsa hakkında) anlaşmazlığa düştüler. O acı günün azabına uğrayacak zalimlerin vay haline.

Onlar, farkında olmadıkları bir anda, ansızın kendilerine gelecek Kıyamet'ten başka bir şey mi bekliyorlar?

Onlardan (azap) hafifletilmeyecek ve orada onlar ümitlerini kaybetmiş kimselerdir.

Onlar (size hile kurmakta) işi sağlama aldıklarını mı düşünüyorlar? İşte biz de işi sağlam tutuyoruz.

Yoksa onlar, bizim kendilerinin sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Hayır! Elçilerimiz de onların yanında yazıyorlar.

Onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan, elbette “Allah” derler. Buna rağmen (haktan) nasıl çeviriliyorlar?

(Rasûlullah'ın:) "Ya Rabbi! Bunlar, iman etmeyen bir kavimdir" demesini de (Allah biliyor).

Şimdilik sen onlara aldırma/yüz çevir ve selam de. Yakında bilecekler!