عربيEnglish

The Noble Qur'an Encyclopedia

Towards providing reliable exegeses and translations of the meanings of the Noble Qur'an in the world languages

The Star [An-Najm] - Turkish translation - Shaaban Britsh

Surah The Star [An-Najm] Ayah 62 Location Maccah Number 53

Arkadaşınız (doğru yoldan) çıkmadı, sapıtmadı.

O ancak kendisine vahyedilen bir vahiydir.

Güç ve güzel görünüşlü. (En yüksek ufukta) yükseliverdi.

(Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.

Onunla gördüğü şey hususunda tartışıyor musunuz?

Hakikaten onu (Cebrail'i) diğer bir inişte de gördü.

Sidre’yi bürüyen (büyük bir şey) bürüyordu.

Yoksa insana her arzu edip istediği şey mi var?

Bu sebeple sen, zikrimizden/Kur'an'dan yüz çevirenden ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenden uzak dur.

İşte onların erişebilecekleri ilim budur. Şüphesiz Rabbin, kimin yolundan saptığını en iyi bilendir. Kimin hidayet üzere olduğunu da en iyi bilen O’dur.

Onlar, ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran kimselerdir. Şüphesiz Rabbin mağfireti çok geniş olandır. Sizi topraktan meydana getirdiği zaman da ve siz, annelerinizin karnında cenin halinde iken de sizi en iyi O bilir. Öyleyse kendi kendinizi temize çıkarmayın. Kimin takvalı olduğunu en iyi O bilir.

Yoksa kendisine haber verilmedi mi? Musa'nın sahifelerinde bulunan…

Ve ahdine vefa gösteren İbrahim'in (sahifelerinde bulunan şu hükümler):

Hiç bir günahkâr başkasının günahını yüklenemez.

Sonra da karşılığı eksiksiz tam olarak ödenecektir.

Semud'u da (O helak etti) ve geriye hiçbir şey bırakmadı.

(Lut kavminin) altı üstüne getirilen şehirlerini de.

Onlara bürüyen (şiddetli bir azap) bürüdü.

Onu Allah’tan başkası açığa çıkaracak değildir.

Ve siz gaflet içinde oyalanmaktasınız.

Artık, (sadece) Allah’a secde edin. O’na ibadet edin.