عربيEnglish

The Noble Qur'an Encyclopedia

Towards providing reliable exegeses and translations of the meanings of the Noble Qur'an in the world languages

The moon [Al-Qamar] - Turkish translation - Shaaban Britsh

Surah The moon [Al-Qamar] Ayah 55 Location Maccah Number 54

Muhakkak, (onları bu hallerinden) korkutup, vazgeçirecek nice haberler gelmiştir.

(Kur'an) büyük bir hikmettir. Fakat uyarılar bir yarar sağlamadı.

Onlardan yüz çevir. O gün çağırıcı onları korkunç olan, nahoş bir şeye çağırır.

Onlardan önce Nuh kavmi de yalanladı. Kulumuzu yalanladılar da mecnun (cinlenmiş) dediler. O (davetinden) alıkoymaya kalkışıldı.

O da: Ben yenik düştüm, bana yardım et, diye Rabbine dua etti.

Bunun üzerine biz de göğün kapılarını şiddetle boşanan sulara açtık.

Onu gözümüzün önünde akıp giden tahta ve mıhtan yapılmış (gemide) taşıdık.

Gözlerimizin önünde akıp gitti. Küfredilen (Nuh’a) bir mükâfat olarak.

Andolsun ki Kur’an’ı da okunması/düşünülmesi için kolaylaştırdık, öğüt alan var mı?

Âd da (Hud'u) yalanlamıştı. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış?

Sanki kökünden sökülmüş hurma ağacının kökleri gibi insanları yerlerinden koparıp atıyordu.

Andolsun ki Kur’an’ı da okunması/düşünülmesi olması için kolaylaştırdık, öğüt alan var mı?

Arkadaşlarını çağırdılar, o da elini uzatıp deveyi kesti.

Bak şimdi, azabım ve uyarılarım nasıl oldu?

Onların üstüne tek bir çığlık gönderdik. Hemen hayvan ağılına (çit olarak) konan kuru ot gibi oluverdiler.

Andolsun ki Kur’an’ı da okunması/düşünülmesi için kolaylaştırdık, öğüt alan var mı?

Biz de üzerlerine taş yağdıran fırtına gönderdik. Ancak Lût’un ailesini, seher vakti kurtarmıştık.

Katımızdan bir nimet olarak… Şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.

Lût, onları şiddetli azabımız hakkında uyarmıştı. Ama onlar, uyarıları şüphe ile karşıladılar.

Onlar Lut'un misafirlerine karşı kötülük yapmayı/elde etmeyi istediler. Biz de onların gözlerini silip kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik).

Andolsun ki Kur’an’ı da okunması/düşünülmesi için kolaylaştırdık, öğüt alan var mı?

Bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü olanın yakalamasıyla yakalayıverdik.

Bu topluluk hezimete uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır.

Şüphesiz günahkârlar sapıklık ve çılgın alev içindedirler.

Onların yaptıkları her şey kitaplarda (kayıtlardadır).