عربيEnglish

The Noble Qur'an Encyclopedia

Towards providing reliable exegeses and translations of the meanings of the Noble Qur'an in the world languages

The Smoke [Ad-Dukhan] - Turkish Translation - Ali Ozek

Surah The Smoke [Ad-Dukhan] Ayah 59 Location Maccah Number 44

Hâ. Mîm.

Apaçık olan Kitab'a andolsun ki,

Katımızdan bir emirle. Çünkü biz, peygamberler göndermekteyiz.

Rabbinin bir rahmeti olarak. O herşeyi hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

Eğer kesin olarak inanıyorsanız (bilin ki Allah), göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir.

O'ndan başka ilâh yoktur. (Her şeyi O) diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir.

Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar.

(İşte o zaman insanlar:) Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler).

Nerede onlarda öğüt almak? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir elçi gelmişti.

Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız .

Andolsun, kendilerinden önce biz, Firavun'un kavmini de imtihan etmiştik. Şerefli bir elçi gelmişti. 

Onlara: Allah'ın kulları! Bana gelin! Çünkü ben size (gönderilmiş) güvenilir bir Rasûlüm diye (davette bulunan)

Ben, beni taşlamanızdan, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a sığındım.

Eğer bana inanmazsanız, hiç değilse yanımdan uzaklaşın.

Bunun üzerine Musa: Bunlar suç işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti.

Allah, O halde kullarımı geceleyin yola çıkar. Çünkü takip edileceksiniz, buyurdu.

Onlar geride nice bahçeler, pınarlar, bırakmışlardı:

İşte böylece biz de onları başka bir topluma miras bıraktık.

Andolsun biz İsrailoğullarına, bilerek, (kendi zamanlarında) âlemlerin üstünde bir imtiyaz verdik.

Şüphesiz (hakkı bâtıldan ayıran) hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı gündür.

Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir. Şüphesiz O, üstündür, merhametlidir.

günahkârların yemeğidir.

(Allah zebânilere emreder): Tutun onu! cehennemin ortasına sürükleyin!

(ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!

Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar.

Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.

İşte böyle. Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hûrilerle evlendiririz.

Orada, güven içinde (canlarının çektiği) her meyveyi isterler.

İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar ve Allah onları cehennem azabından korumuştur (sürekli hayata kavuşmuşlardır).

(Bunlar) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir). İşte büyük kurtuluş budur.

Biz onu (Kur'an'ı), öğüt alırlar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık.

(Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.