عربيEnglish

The Noble Qur'an Encyclopedia

Towards providing reliable exegeses and translations of the meanings of the Noble Qur'an in the world languages

Qaf [Qaf] - Turkish Translation - Ali Ozek

Surah Qaf [Qaf] Ayah 45 Location Maccah Number 50

«Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz)? Bu, akla uzak bir dönüştür »

Biz, toprağın onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır.

Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.

Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ibret vermek için (bütün bunları yaptık).

Birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik.

Kullara rızık olması için. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. İşte hayata yeniden çıkış da böyledir.

Âd ve Firavun ile Lût’un kardeşleri de (yalanladılar).

İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.

Ölüm sarhoşluğu gerçekten gelir de: İşte (ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir, denir.

(İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri, cehenneme atın;

hayra bütün gücüyle engel olanı, azgın şüpheciyi,

Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.

Cennet de takvâ sahiplerine yaklaştırılır; (onlardan) uzakta olmayacaktır.

İşte size vâdedilen cennet! Ki o, Allaha yönelen emirlerine riayet eden,

Oraya selâmetle girin. İşte bu, ebedî yaşamanın başladığı gündür.

Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda dahası da vardır.

O gün yer yarılır, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, bize göre kolay olan bir haşirdir.