Setting
Surah The Elephant [Al-fil] in Turkish
أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَٰبِ ٱلْفِيلِ ﴿١﴾
Fil ashabına Rabbin ne yaptı, neler etti, görmedin mi?
Rabbinin fil sahiplerine neler yaptığını görmedin mi?
elem tera keyfe fe`ale rabbüke biaṣḥâbi-lfîl.
Fil sahiplerine Rabbinin ne ettiğini görmedin mi?
Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi?
Rabbinin fil halkını ne hale soktuğuna dikkat ettin mi?
Görmedin mi Rabb'in fil sahiplerine ne yaptı?
Görmedin mi ne yaptı Rabbin fil yâranına!
Rabbinin Ashab-ı fil'e ettiklerini görmedin mi?
Rabbinin, Fil sahiplerine ne yaptığını görmedin m?
أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِى تَضْلِيلٍۢ ﴿٢﴾
Düzenlerini boşa çıkarmadı mı?
Onların 'tasarladıkları planlarını' boşa çıkarmadı mı?
elem yec`al keydehüm fî taḍlîl.
Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı?
Onların kötü planlarını boşa çıkarmadı mı?
Planlarını boşa çıkarıp onları şaşkına çevirmedi mi?
Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
Tuzaklarını boşa çıkarmadı mı onların?
Onların hile ve düzenlerini boşa çıkarmadı mı?
Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?
وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ ﴿٣﴾
Ve onlara, çeşitli yerlerden bölükbölük, birbiri ardınca kuşlar göndermedi mi?
Onların üzerine ebabil (sürü sürü) kuşlarını gönderdi.
veersele `aleyhim ṭayran ebâbîl.
Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi.
Onların üstüne ebabil kuşlarını gönderdi.
Onların üstüne kuş sürüleri gönderdi.
Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.
Gönderdi üzerlerine sürüler halinde kuş,
Üzerlerine ebabili, sürü sürü kuşları salıverdi.
Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi,
تَرْمِيهِم بِحِجَارَةٍۢ مِّن سِجِّيلٍۢ ﴿٤﴾
Onları, balçıktan taşlarla taşladılar.
Onlara 'pişirilip-sertleştirilmiş balçık taşları' atıyorlardı.
termîhim biḥicâratim min siccîl.
Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi.
O kuşlar, onların üzerlerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar atıyordu.
Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı.
Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı.
Atıyorlardı onlara kurumuş çamurdan damgalı taş.
Bunlar onlara pişkin tuğladan yapılmış taşlar atıyorlardı.
Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atan (kuşlar).
فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍۢ مَّأْكُولٍۭ ﴿٥﴾
Onlar da içi boş ekin saplarına, kırılıp ezilmiş samanlara döndüler.
Sonunda onları, yenik ekin yaprağı gibi kıldı.
fece`alehüm ke`aṣfim me'kûl.
Sonunda onları, yenilmiş ekin gibi yaptı.
Böylece Allah onları yenilip çiğnenmiş ekine çevirdi.
Ve böylece onları yenmiş ekin gibi perişan etmişti.
Ve onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı.
Nihayet, onları yenik ekin yaprağına çevirdi.
Derken onları kurt yeniği ekin yaprağına çeviriverdi.
Nihayet onları, kurt yeniği ekin yaprağı gibi yaptı.