Main pages

Surah Alms Giving [Al-Maun] in Turkish

Surah Alms Giving [Al-Maun] Ayah 7 Location Maccah Number 107

أَرَءَيْتَ ٱلَّذِى يُكَذِّبُ بِٱلدِّينِ ﴿١﴾

Gördüm mü yalanlayanı dini?

Alİ Bulaç

Dini yalanlayanı gördün mü?

Çeviriyazı

era'eyte-lleẕî yükeẕẕibü biddîn.

Diyanet İşleri

Dini yalan sayanı gördün mü?

Diyanet Vakfı

Dini yalanlayanı gördün mü?

Edip Yüksel

Dini yalanlayanı gördün mü?

Elmalılı Hamdi Yazır

Dini yalanlayanı gördün mü?

Öztürk

Gördün mü o, dini yalan sayanı?

Suat Yıldırım

Baksana şu dini, mahşer ve hesabı yalan sayana!

Süleyman Ateş

Din(ahiret cezasın)ı yalanlayan(adam)ı gördün mü?

فَذَٰلِكَ ٱلَّذِى يَدُعُّ ٱلْيَتِيمَ ﴿٢﴾

İşte budur o kimse ki horlar yetimi.

Alİ Bulaç

İşte yetimi itip-kakan;

Çeviriyazı

feẕâlike-lleẕî yedü``u-lyetîm.

Diyanet İşleri

Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur.

Diyanet Vakfı

İşte o, yetimi itip kakar;

Edip Yüksel

İşte, öksüze kötü davranan odur.

Elmalılı Hamdi Yazır

İşte o, öksüzü iter, kakar.

Öztürk

İşte odur yetimi itip kakan;

Suat Yıldırım

O, yetimi şiddetle itip kakar.

Süleyman Ateş

İşte o, öksüzü iter, kakar;

وَلَا يَحُضُّ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلْمِسْكِينِ ﴿٣﴾

Ve doyurmaz da, önayak olmaz da doyurmaya yoksulu.

Alİ Bulaç

Yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur.

Çeviriyazı

velâ yeḥuḍḍu `alâ ṭa`âmi-lmiskîn.

Diyanet İşleri

Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur.

Diyanet Vakfı

Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;

Edip Yüksel

Yoksulları doyurmaya da yanaşmaz.

Elmalılı Hamdi Yazır

Yoksulu doyurmaya önayak olmaz.

Öztürk

Yoksulu doyurmayı özendirmez o.

Suat Yıldırım

Muhtacı doyurmayı hiç teşvik etmez.

Süleyman Ateş

Yoksulu doyurmağa önayak olmaz.

فَوَيْلٌۭ لِّلْمُصَلِّينَ ﴿٤﴾

Vay hallerine o namaz kılanların.

Alİ Bulaç

İşte (şu) namaz kılanların vay haline,

Çeviriyazı

feveylül lilmüṣallîn.

Diyanet İşleri

Vay o namaz kılanların haline ki:

Diyanet Vakfı

Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,

Edip Yüksel

Yazıklar olsun o namaz kılanlara,

Elmalılı Hamdi Yazır

Vay haline o namaz kılanların ki,

Öztürk

Vay haline o namaz kılanların/dua edenlerin ki,

Suat Yıldırım

Vay haline şöyle namaz kılanların:

Süleyman Ateş

Şu namaz kılanların vay haline,

ٱلَّذِينَ هُمْ عَن صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ ﴿٥﴾

Öylesine namaz kılanların ki namazlarını unuturlar.

Alİ Bulaç

Ki onlar, namazlarında yanılgıdadırlar,

Çeviriyazı

elleẕîne hüm `an ṣalâtihim sâhûn.

Diyanet İşleri

Onlar kıldıkları namazdan gafildirler.

Diyanet Vakfı

Onlar namazlarını ciddiye almazlar.

Edip Yüksel

Onlar ki namazlarından tümüyle habersizdirler.

Elmalılı Hamdi Yazır

Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler.

Öztürk

Namazlarından/dualarından gaflet içindedir onlar!

Suat Yıldırım

Ki onlar namazlarından gafildirler (Kıldıkları namazın değerini bilmez, namaza gereken ihtimamı göstermezler). İbadetlerini gösteriş için yapar, zekât ve diğer yardımlarını esirger, vermezler. [4,142; 4,38; 2,264; 8,47]

Süleyman Ateş

Ki, onlar namazlarından gaflet ederler (kıldıkları namazın değerini bilmez, ona önem vermezler).

ٱلَّذِينَ هُمْ يُرَآءُونَ ﴿٦﴾

Ve onlar, bütün işlerini gösteriş için yaparlar.

Alİ Bulaç

Onlar gösteriş yapmaktadırlar

Çeviriyazı

elleẕîne hüm yürâûn.

Diyanet İşleri

Onlar gösteriş yaparlar.

Diyanet Vakfı

Onlar gösteriş yapanlardır,

Edip Yüksel

Onlar ki gösteriş yaparlar.

Elmalılı Hamdi Yazır

Gösteriş yaparlar onlar,

Öztürk

Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar.

Suat Yıldırım

Ki onlar namazlarından gafildirler (Kıldıkları namazın değerini bilmez, namaza gereken ihtimamı göstermezler). İbadetlerini gösteriş için yapar, zekât ve diğer yardımlarını esirger, vermezler. [4,142; 4,38; 2,264; 8,47]

Süleyman Ateş

Onlar gösteriş (için ibadet) yaparlar.

وَيَمْنَعُونَ ٱلْمَاعُونَ ﴿٧﴾

Ve zekat vermeyi menederler.

Alİ Bulaç

Ve ‘ufacık bir yardımı (veya zekatı) da engellemektedirler.

Çeviriyazı

veyemne`ûne-lmâ`ûn.

Diyanet İşleri

Onlar basit şeyleri dahi vermezler.

Diyanet Vakfı

Ve hayra da mani olurlar.

Edip Yüksel

Ve yardımı da engellerler.

Elmalılı Hamdi Yazır

Ve yardımlığı sakınırlar (zekatı vermezler).

Öztürk

Ve onlar, kamu hakkına/yardıma/zekâta/iyiliğe engel olurlar.

Suat Yıldırım

Ki onlar namazlarından gafildirler (Kıldıkları namazın değerini bilmez, namaza gereken ihtimamı göstermezler). İbadetlerini gösteriş için yapar, zekât ve diğer yardımlarını esirger, vermezler. [4,142; 4,38; 2,264; 8,47]

Süleyman Ateş

En ufak bir yardımı esirgerler.