Main pages

Surah The morning hours [Ad-Dhuha] in Turkish

Surah The morning hours [Ad-Dhuha] Ayah 11 Location Maccah Number 93

وَٱلضُّحَىٰ ﴿١﴾

Andolsun kuşluğa.

Alİ Bulaç

Kuşluk vaktine andolsun,

Çeviriyazı

veḍḍuḥâ.

Diyanet İşleri

Kuşluk vaktine and olsun;

Diyanet Vakfı

Andolsun kuşluk vaktine

Edip Yüksel

Andolsun kuşluk vaktine,

Elmalılı Hamdi Yazır

Andolsun kuşluk vaktine.

Öztürk

Yemin olsun kuşluk vaktine,

Suat Yıldırım

Güneşin yükselip en parlak halini aldığı kuşluk vakti hakkı için!

Süleyman Ateş

Kuşluk vaktine andolsun,

وَٱلَّيْلِ إِذَا سَجَىٰ ﴿٢﴾

Ve geceye, karanlığı basınca.

Alİ Bulaç

'Karanlığı iyice çöktüğü' zaman geceye,

Çeviriyazı

velleyli iẕâ secâ.

Diyanet İşleri

Sükun erdiği zaman geceye and olsun ki,

Diyanet Vakfı

Ve sükuna erdiğinde geceye ki,

Edip Yüksel

Ve dingin olduğu zaman geceye,

Elmalılı Hamdi Yazır

Ve sakinleştiği zaman geceye ki,

Öztürk

Gelip oturduğu vakit geceye ki,

Suat Yıldırım

Sükûnete erdiği dem gece hakkı için ki: [92,1-2; 6,96]

Süleyman Ateş

Sakinleşen geceye andolsun ki,

مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَىٰ ﴿٣﴾

Rabbin, seni ne terketti, ne de darıldı sana.

Alİ Bulaç

Rabbin seni terk etmedi ve darılmadı.

Çeviriyazı

mâ vedde`ake rabbüke vemâ ḳalâ.

Diyanet İşleri

Rabbin seni ne bıraktı ve ne de sana darıldı.

Diyanet Vakfı

Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı.

Edip Yüksel

Rabbin seni ne bıraktı ne de sana darıldı.

Elmalılı Hamdi Yazır

Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı.

Öztürk

Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.

Suat Yıldırım

Ey Resulüm! Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.

Süleyman Ateş

Rabbin, seni bırakmadı ve sana darılmadı.

وَلَلْءَاخِرَةُ خَيْرٌۭ لَّكَ مِنَ ٱلْأُولَىٰ ﴿٤﴾

Ve elbette ahiret, önceki dünyadan da hayırlıdır sana.

Alİ Bulaç

Şüphesiz senin için son olan, ilk olandan (ahiret dünyadan) daha hayırlıdır.

Çeviriyazı

velel'âḫiratü ḫayrul leke mine-l'ûlâ.

Diyanet İşleri

Doğrusu ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır.

Diyanet Vakfı

Gerçekten senin için ahiret dünyadan daha hayırlıdır.

Edip Yüksel

Senin için son (ahiret) ilkten (dünyadan) daha iyidir.

Elmalılı Hamdi Yazır

Ahiret senin için dünyadan iyi olacaktır.

Öztürk

Sonrası/âhiret/gelecek senin için öncesinden/dünyadan/geçmişten elbette ki daha mutlu-kutlu olacaktır.

Suat Yıldırım

Elbette senin için her zaman, işin sonu, başından daha hayırlıdır.

Süleyman Ateş

Senin sonun, ilkinden iyi olacaktır.

وَلَسَوْفَ يُعْطِيكَ رَبُّكَ فَتَرْضَىٰٓ ﴿٥﴾

Ve elbette yakında Rabbin, öyle şeyler verecek ki sana, sonucu razı olacaksın.

Alİ Bulaç

Elbette Rabbin sana verecek, böylece sen hoşnut kalacaksın.

Çeviriyazı

velesevfe yü`ṭîke rabbüke feterḍâ.

Diyanet İşleri

Rabbin şüphesiz sana verecek ve sen de hoşnut olacaksın.

Diyanet Vakfı

Pek yakında Rabbin sana verecek de hoşnut olacaksın.

Edip Yüksel

Rabbin yakında sana verecek ve sen de beğeneceksin.

Elmalılı Hamdi Yazır

Rabbın sana verecek ve sen hoşnut olacaksın.

Öztürk

Rabbin sana verecek de sen hoşnut olacaksın!

Suat Yıldırım

Elbette Rabbin sana ileride öyle ihsan edecek, ta ki sen de O'ndan ve verdiğinden razı olacaksın.

Süleyman Ateş

Rabbin, sana verecek ve sen razı olacaksın.

أَلَمْ يَجِدْكَ يَتِيمًۭا فَـَٔاوَىٰ ﴿٦﴾

Seni bir yetim olarak bulup da yeryurt vermedi mi sana?

Alİ Bulaç

Bir yetim iken, seni bulup da barındırmadı mı?

Çeviriyazı

elem yecidke yetîmen feâvâ.

Diyanet İşleri

Seni öksüz bulup da barındırmadı mı?

Diyanet Vakfı

O, seni yetim bulup barındırmadı mı?

Edip Yüksel

Seni bir öksüz olarak bulup barındırmadık mı?

Elmalılı Hamdi Yazır

O seni yetim bulup da barındırmadı mı?

Öztürk

O seni bir yetim olarak bulup da barınağa kavuşturmadı mı?

Suat Yıldırım

Seni yetim bulup barındırmadı mı?

Süleyman Ateş

O, seni yetim bulup barındırmadı mı?

وَوَجَدَكَ ضَآلًّۭا فَهَدَىٰ ﴿٧﴾

Ve seni, yol yitirmiş bulup da yol göstermedi mi sana?

Alİ Bulaç

Ve seni yol bilmez iken, 'doğru yola yöneltip iletmedi mi?

Çeviriyazı

vevecedeke ḍâllen fehedâ.

Diyanet İşleri

Seni şaşırmış bulup, doğru yola eriştirmedi mi?

Diyanet Vakfı

Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?

Edip Yüksel

Seni bir sapık olarak bulup doğruya iletmedik mi?

Elmalılı Hamdi Yazır

Seni yol bilmez bulup yola iletmedi mi?

Öztürk

Seni şaşırmış olarak bulup da kılavuzluğunu üstlenmedi mi?

Suat Yıldırım

Seni dinin hükümlerinden habersiz bulup seçerek dosdoğru yola koymadı mı?

Süleyman Ateş

Seni şaşırmış bulup yola iletmedi mi?

وَوَجَدَكَ عَآئِلًۭا فَأَغْنَىٰ ﴿٨﴾

Ve seni yoksul bulup da zenginlik vermedi mi sana?

Alİ Bulaç

Bir yoksul iken seni bulup zengin etmedi mi?

Çeviriyazı

vevecedeke `âilen feagnâ.

Diyanet İşleri

Seni fakir bulup zenginleştirmedi mi?

Diyanet Vakfı

Seni fakir bulup zengin etmedi mi?

Edip Yüksel

Seni fakir bulup zengin etmedik mi?

Elmalılı Hamdi Yazır

Seni yoksul bulup zengin etmedi mi?

Öztürk

Seni aile geçindirme zorluğu içinde bulup da zengin etmedi mi?

Suat Yıldırım

Seni muhtaç bulup ihtiyacını gidermedi mi?

Süleyman Ateş

Seni fakir bulup zengin etmedi mi?

فَأَمَّا ٱلْيَتِيمَ فَلَا تَقْهَرْ ﴿٩﴾

Artık sen de yetimi horlama.

Alİ Bulaç

Öyleyse, sakın yetimi üzüp-kahretme.

Çeviriyazı

feemme-lyetîme felâ taḳher.

Diyanet İşleri

Öyleyse sakın öksüze kötü muamele etme;

Diyanet Vakfı

Öyleyse yetimi sakın ezme.

Edip Yüksel

Öyleyse, öksüzü yüzüstü bırakma.

Elmalılı Hamdi Yazır

Öyleyse sakın yetimi ezme.

Öztürk

O halde, yetimi örseleme!

Suat Yıldırım

Öyle ise, sakın yetimi güçsüz bulup hakkını yeme, sakın onu küçümseyip üzme!

Süleyman Ateş

Öyleyse sakın öksüzü ezme,

وَأَمَّا ٱلسَّآئِلَ فَلَا تَنْهَرْ ﴿١٠﴾

Ve bir şey dileyeni boş çevirme, azarlama.

Alİ Bulaç

İsteyip-dileneni azarlayıp-çıkışma.

Çeviriyazı

veemme-ssâile felâ tenher.

Diyanet İşleri

Ve sakın bir şey isteyeni azarlama;

Diyanet Vakfı

El açıp isteyeni de sakın azarlama.

Edip Yüksel

Dilenciyi de azarlama.

Elmalılı Hamdi Yazır

Dilenciyi de azarlama.

Öztürk

Yoksulu/bir şey isteyeni azarlama!

Suat Yıldırım

İsteyene de kaba davranma, onu azarlama!

Süleyman Ateş

Dilenciyi azarlama.

وَأَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ ﴿١١﴾

Ve Rabbinin nimetini an, söyle.

Alİ Bulaç

Rabbinin nimetini durmaksızın anlat.

Çeviriyazı

veemmâ bini`meti rabbike feḥaddiŝ.

Diyanet İşleri

Yalnızca Rabbinin nimetini anlat.

Diyanet Vakfı

Ve Rabbinin nimetini minnet ve şükranla an.

Edip Yüksel

Ve Rabbinin sana yaptığı iyilikleri de anlat.

Elmalılı Hamdi Yazır

Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat.

Öztürk

Ve Rabbinin nimetini söz ve fiillerinle dile getir!

Suat Yıldırım

Rabbinin nimetlerini ise durmayıp söyle!

Süleyman Ateş

Ve Rabbinin ni'metini anlat.