Settings
Surah The Opening [Al-Fatiha] in Turkish
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ﴿١﴾
Rahman ve rahim Allah adiyle
Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
bismi-llâhi-rraḥmâni-rraḥîm.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla:
Rahman (ve) rahim (olan) Allah'ın adıyla.
Rahman ve Rahim ALLAH'ın ismiyle.
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla...
Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla [59,22-24]
Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla
ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ ﴿٢﴾
Hamd, alemlerin rabbi Allah'a:
Hamd* Alemlerin Rabbinedir.
elḥamdü lillâhi rabbi-l`âlemîn.
Hamd, Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
Hamd (övme ve övülme), alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
Övgü, evrenlerin Rabbi ALLAH'adır.
Hamd o âlemlerin Rabbi,
Hamt, âlemlerin Rabbi Allah'adır.
Bütün hamdler, övgüler âlemlerin Rabbi Allah'adır.
Alemlerin Rabbi (sahibi, yetiştiricisi) Allah'a hamdolsun.
ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ﴿٣﴾
Rahmandır, rahimdir,
Rahman ve Rahimdir.
erraḥmâni-rraḥîm.
O Rahman ve Rahim'dir,
O, rahmandır ve rahimdir.
Rahman, Rahim (Merhametli),
O Rahmân ve Rahim,
Rahman'dır, Rahîm'dir O.
O rahmândır, rahîmdir.
(O) Rahman'dır, Rahim'dir.
مَٰلِكِ يَوْمِ ٱلدِّينِ ﴿٤﴾
din gününün sahibidir.
Din gününün malikidir.
mâliki yevmi-ddîn.
Din Gününün sahibidir.
Ceza gününün malikidir.
Yargı (Din) Gününün sahibi.
O, din gününün maliki Allah'ın.
Din gününün Mâlik'i/ sultanıdır O...
Din gününün, hesap gününün tek hâkimidir. [24,25; 37,53]
Din (ceza ve mükafat) gününün sahibidir.
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ ﴿٥﴾
Ancak sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz.
Biz yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Senden yardım dileriz.
iyyâke na`büdü veiyyâke neste`în.
Ancak Sana kulluk eder ve yalnız Senden yardım dileriz.
(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.
Ancak sana tapar, ancak senden yardım dileriz.
Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti. (Ya Rab!).
Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
(Haydi öyleyse deyiniz): “Yalnız Sana ibadet eder, yalnız senden medet umarız.” [73,9; 6,1; 3,64]
(Ya Rabbi) Ancak sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz!
ٱهْدِنَا ٱلصِّرَٰطَ ٱلْمُسْتَقِيمَ ﴿٦﴾
Bize doğru yolu göster,
Bizi doğru yola ilet;
ihdine-ṣṣirâṭa-lmüsteḳîm.
Bizi doğru yola eriştir.
Bize doğru yolu göster.
Bizi doğru yola ilet.
Hidayet eyle bizi doğru yola,
Dosdoğru giden yola ilet bizi...
Bizi doğru yola, Sana doğru varan yola ilet.
Bizi doğru yola ilet:
صِرَٰطَ ٱلَّذِينَ أَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ غَيْرِ ٱلْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا ٱلضَّآلِّينَ ﴿٧﴾
nimetlendirdiğin kişilerin yolunu; gazebe uğramışların da değil, sapıkların da
Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil.
ṣirâṭa-lleẕîne en`amte `aleyhim gayri-lmagḍûbi `aleyhim vele-ḍḍâllîn.
Nimete erdirdiğin kimselerin yoluna; gazaba uğrayanların, ya da sapıtanların yoluna değil.
Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!
Gazaba uğrayanların ve sapmışların değil; kendilerine iyilikte bulunduğun kimselerin yoluna...
O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna; o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil.
Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlığa/şaşkınlığa saplanmamışların yoluna...
Nimet ve lütfuna nail ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapkınlarınkine değil. [4,69]
-ni'met verdiğin kimselerin yoluna. Kendilerine gazabedilmiş olanların ve sapmışların yoluna değil. (ya Rabbi)!