Settings
Surah The morning hours [Ad-Dhuha] in Turkish
وَٱلضُّحَىٰ ﴿1﴾
Güneşin yükselip en parlak halini aldığı kuşluk vakti hakkı için!
وَٱلَّیۡلِ إِذَا سَجَىٰ ﴿2﴾
Sükûnete erdiği dem gece hakkı için ki: [92,1-2; 6,96]
مَا وَدَّعَكَ رَبُّكَ وَمَا قَلَىٰ ﴿3﴾
Ey Resulüm! Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.
وَلَلۡـَٔاخِرَةُ خَیۡرࣱ لَّكَ مِنَ ٱلۡأُولَىٰ ﴿4﴾
Elbette senin için her zaman, işin sonu, başından daha hayırlıdır.
وَلَسَوۡفَ یُعۡطِیكَ رَبُّكَ فَتَرۡضَىٰۤ ﴿5﴾
Elbette Rabbin sana ileride öyle ihsan edecek, ta ki sen de O'ndan ve verdiğinden razı olacaksın.
أَلَمۡ یَجِدۡكَ یَتِیمࣰا فَـَٔاوَىٰ ﴿6﴾
Seni yetim bulup barındırmadı mı?
وَوَجَدَكَ ضَاۤلࣰّا فَهَدَىٰ ﴿7﴾
Seni dinin hükümlerinden habersiz bulup seçerek dosdoğru yola koymadı mı?
وَوَجَدَكَ عَاۤىِٕلࣰا فَأَغۡنَىٰ ﴿8﴾
Seni muhtaç bulup ihtiyacını gidermedi mi?
فَأَمَّا ٱلۡیَتِیمَ فَلَا تَقۡهَرۡ ﴿9﴾
Öyle ise, sakın yetimi güçsüz bulup hakkını yeme, sakın onu küçümseyip üzme!
وَأَمَّا ٱلسَّاۤىِٕلَ فَلَا تَنۡهَرۡ ﴿10﴾
İsteyene de kaba davranma, onu azarlama!
وَأَمَّا بِنِعۡمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثۡ ﴿11﴾
Rabbinin nimetlerini ise durmayıp söyle!
English
Chinese
Spanish
Portuguese
Russian
Japanese
French
German
Italian
Hindi
Korean
Indonesian
Bengali
Albanian
Bosnian
Dutch
Malayalam
Romanian