English
Chinese
Spanish
Portuguese
Russian
Japanese
French
German
Italian
Hindi
Korean
Indonesian
Bengali
Albanian
Bosnian
Dutch
Malayalam
RomanianSettings
Surah The Clot [Al-Alaq] in Turkish
ٱقۡرَأۡ بِٱسۡمِ رَبِّكَ ٱلَّذِی خَلَقَ ﴿1﴾
Yaratan Rabbinin ismiyle oku.
خَلَقَ ٱلۡإِنسَـٰنَ مِنۡ عَلَقٍ ﴿2﴾
O, insanı bir embriyodan yarattı.
ٱقۡرَأۡ وَرَبُّكَ ٱلۡأَكۡرَمُ ﴿3﴾
Oku, Rabbin En Cömert/Yüce olandır.
ٱلَّذِی عَلَّمَ بِٱلۡقَلَمِ ﴿4﴾
Kalem yoluyla öğretir.
عَلَّمَ ٱلۡإِنسَـٰنَ مَا لَمۡ یَعۡلَمۡ ﴿5﴾
İnsana bilmediklerini öğretti.
كَلَّاۤ إِنَّ ٱلۡإِنسَـٰنَ لَیَطۡغَىٰۤ ﴿6﴾
Doğrusu, insan azar;
أَن رَّءَاهُ ٱسۡتَغۡنَىٰۤ ﴿7﴾
Zenginlik taslayarak.
إِنَّ إِلَىٰ رَبِّكَ ٱلرُّجۡعَىٰۤ ﴿8﴾
Elbette, dönüş senin Rabbinedir.
أَرَءَیۡتَ ٱلَّذِی یَنۡهَىٰ ﴿9﴾
Gördün mü, şu engelleyeni:
عَبۡدًا إِذَا صَلَّىٰۤ ﴿10﴾
Namaz kılarken bir kulu?
أَرَءَیۡتَ إِن كَانَ عَلَى ٱلۡهُدَىٰۤ ﴿11﴾
Ne dersin, o doğru yolu izleseydi?
أَوۡ أَمَرَ بِٱلتَّقۡوَىٰۤ ﴿12﴾
Yahut erdemliliği öğütleseydi?
أَرَءَیۡتَ إِن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰۤ ﴿13﴾
Ne dersin, o yalanlayıp yüz çevirdiyse?
أَلَمۡ یَعۡلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ یَرَىٰ ﴿14﴾
Bilmez mi ki ALLAH herşeyi görmektedir.
كَلَّا لَىِٕن لَّمۡ یَنتَهِ لَنَسۡفَعَۢا بِٱلنَّاصِیَةِ ﴿15﴾
Doğrusu, buna son vermezse, yakalarız perçeminden,
نَاصِیَةࣲ كَـٰذِبَةٍ خَاطِئَةࣲ ﴿16﴾
O yalancı ve günahkar perçeminden.
فَلۡیَدۡعُ نَادِیَهُۥ ﴿17﴾
O zaman haydi çağırsın kurultayını.
سَنَدۡعُ ٱلزَّبَانِیَةَ ﴿18﴾
Biz de zebanileri çağıracağız..
كَلَّا لَا تُطِعۡهُ وَٱسۡجُدۡ وَٱقۡتَرِب ۩ ﴿19﴾
Asla, ona uyma; secde et ve yaklaş!